Somut Düşünce

 Khaled Hosseini (Halit Hüseyni) aslen Tacikistanlı olup 4 Mart 1965 Afganistan doğumludur. Khaled Hosseini'nin ilk romanı olan Uçurtma Avcısı büyük ses getirdi .  Kendisine büyük ün kazandıran Uçurtma Avcısı kitabından sonra doktorluk görevini bırakan yazar kendini yazmaya adadı.   Bu kitabında ana vatanında Amerika’ya göç etmelerinin esintileri yer almaktadır. Khaled Hosseini Uçurtma Avcısı kitabı, tüm dünyada çok satanlar listelerinde uzun süre yerini korumuş başarılı roman Hollywood’un dikkatini çekmiştir. Yönetmen Marc Forsters tarafından sinemaya uyarlanmış ve Oscar’a aday gösterilmiştir.   İlk kitabından sonra Ve Dağlar Yankılandı, Bin Muhteşem Güneş kitaplarını yayınlamıştır. Bin Muhteşem Güneş kitabı New York Times’ın çok satanlar listesinde on beş hafta boyunca kalmıştır. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş kitapları Amerika’da 10 milyondan fazla, dünya çapında ise 38 milyon satmıştır.

  Birden sanki içimde kocaman bir boşluk hissettim. Aynı zamanda kafamın içini de bir o kadar boş hissettim. Oturduğum yerden kalktım ve etrafa bakındım. Evde sanki yaşayan bir ölü gibi dolanmaya başladım. O kadar boş gözlerle etrafı inceliyordum ki... Etrafta sanki canlı bir varlığa ait iz yoktu. Seslenmeye bile tenezzül etmeden kapıya doğru yürüdüm. Kapı kolunu tuttuğum anda elime yemyeşil yapış yapış bir sıvı bulaştı. Hiç bir tepki vermedim. Sanki tüm duygularımdan arınmıştım. Ve kapıyı açtım. Beklediğimin aksine normal görünen bir cadde ile karşılaştım. Ama yine bomboştu. Evin bahçesinde bir kadın ile adam vardı. Bir masada oturmuş kahkahalarla konuşuyorlardı. Yani gördüğüm kadarıyla öyleydi. Fakat sesleri gelmiyordu. Yaklaştıkça her adım attığımda sanki yüzlerindeki ifade değişiyordu. Ama şöyle bir bakınca heykel gibiydiler. Yüz ifadeleri belki de benim bilinçaltımın uydurduğu bir şeydi. Hızlıca tekrar geri gittim. Evet, gülümsüyorlardı! Ve hızlıca onlara doğru yürüdüm. Yakla...

   Martın sonuna geldik. Corona virüsü sebebiyle okullara ara verildi. Günler o kadar yavaş geçiyor ki... 1 ay evde nasıl duracağım bilmiyorum. Zaten bu sürenin uzama ihtimali de var. Ve bu beni daha çok sıkıyor. Hiç okulu bu kadar özleyeceğim aklıma gelmezdi. Ve gezmeyi de çok seviyorum. Öylece evde oturmaktan nefret ediyorum. Ancak dün itibariyle online dersler başladı. Hiç değilse günün birazı böyle geçiyor. Geri kalan kısmı ödevler, kitap, telefon, tv ile geçiyor. Çoğu zaman evde boş boş dolanarak geçiyor. Ve sıkılıyorum, sıkılıyorum, sıkılıyorum... Umarım bir an önce Corona'dan kurtuluruz da dışarı çıkabiliriz, okullar da bir an önce açılır.

   Kartallar yırtıcı hayvanlardandır. Cesur ve atılgandırlar. Genelde dağlık bölgelerde yaşarlar. Diğer uçan yırtıcılardan daha iri ve güçlüdürler. Gözlerinde iki retina vardır. Bu yüzden görme yetenekleri çok gelişmiştir. Kartal gözünün aynı anda görme genişliği 300 derecedir. İstedikleri görüntüyü 6-8 misli büyütebilirler.  Kartallar en yüksekten uçan kuşlardır. 120-160 km/sa hıza ulaşabilmektedirler. Tek eşlidirler. Yaşamları boyunca eş değiştirmezler. Ortalama ömürleri 70-104 yıldır. Esaret altında ancak 40 yıl yaşayabilirler. Yaradılışları gereği; güçlü ve kendinden emin tavrı, asil duruşu sebebiyle birçok ülkenin, siyasi partinin, futbol kulübünün sembolü haline gelmiştir. Örneğin futbol kulübü olan Beşiktaş kartal figürünü kullanır. Ayrıca tarihte birçok büyük devlet, devlet ve din işlerini temsil etme anlamına gelen çift başlı kartal figürünü sembol olarak kullanmışlardır.     Kısaca kartal gücün simgesidir.

  Bence müzik duyguları en güzel ifade etme biçimidir. Her bir nota sana eşlik eder bir araya gelir ve duyguları oluşturur. Kimi zaman o notalar haykırmak ister, kimi zaman ise usulca ağlamak. Hatta her enstrüman farklı bir duygu katar. Buna sözler de eklenir ve bir eser ortaya çıkar. O eser başkaları tarafından dinlenir, dinlenir ve duygularımız onlara da aktarılmış olur. Ve hislerimizi, duygularımızı bir çok kişiye ifade etmiş, paylaşmış oluruz. İşte bu yüzden müzik duyguları ifade etme biçimidir.    Rahatlamak için; dünyadan, her şeyden biraz olsun uzaklaşmak için müzik en iyi yoldur. Bunu bir enstrüman çalarak veya kulaklığımızı takıp müziği yüksek bir seste açıp her şeyden soyutlanarak yapabiliriz. Bu yüzden "Müzik ruhun gıdasıdır." .

Günümüzde teknoloji hızla ilerlemektedir. Aynı zamanda teknolojinin yararı da zararı da vardır. Bunlar insanları etkisi altına almış durumda. İnsanlar teknolojinin yararı ve zararı olduğunu bildiği halde teknolojiyi ara vermeden kullanıyorlar. Teknolojinin yararlarından çok zararları olup olmadığı da tartışılır. Teknoloji dendiğinde akla ilk gelenlerden biri telefondur.   Daha yürümeyi yeni öğrenmiş bebeklerin elinde bile emzik gibi telefonlar var. Anne yemeği yedirmeye çalışırken eline verir. Bir yere gittiğinde yaramazlık yapmaması için, ağladığında susması için eline telefonu tutuşturur. Sonra büyüdükçe çocuk sürekli telefona baktığında ebeveynler çocuğu suçlar. Aslında tüm suç ebeveynlerin çocuğu daha küçücükken böyle yetiştirmesindedir. İşte bu telefon kullanımıyla ilgili en klasik örneklerden. Daha böyle bir sürü örnek sayılabilir.   Ama bir o kadar da yararları var teknolojinin. Eğer teknolojiyi nasıl en faydalı şekilde kullanacağını biliyorsan bu senin ...