Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÖZLEM

Resim
  Özlemin ne kadar acımasız bir duygu olduğunu düşünmüşümdür hep. İki zıtlığı da içinde barındırır. Sırf birisi için özleminden hayatından vazgeçebilir veya yine sırf birisi için hayata sımsıkı tutunabilirsin. Bu duyguyu herkes içinde nasıl hissetmek istiyorsa öyle hisseder. Daha çok insanın kişiliği, karakteri ile alakalı. Hani "ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgi" diye bir söz kalıbı vardır ya. Bu duyguyu da ona benzetebiliriz. Fazla abartmazsak aslında insana umut veren, amaç veren bir duygudur. İnsanı hayata daha çok bağlar. Fakat ne yazık ki tam tersi de mümkündür. Bu genelde hayata hep olumsuz yönünden bakanlar için mümkündür. Sanki o arzuladığı şeye asla ulaşamayacak gibi düşünür bu kişiler. Ve o şey de gereğinden fazla abartılır.    Bu duygunun bir diğer sonuçlarından biri de kişiyi sanata bağlamasıdır. Kişi hissettiklerini haykırmak veya hafif bir melodiyle içinden ağlamak ister. Ve bunları etrafındakilerle paylaşmak ister. Bir çok büyük sanatçı bunun sonuc...

KHALED HOSSEINI

Resim
 Khaled Hosseini (Halit Hüseyni) aslen Tacikistanlı olup 4 Mart 1965 Afganistan doğumludur. Khaled Hosseini'nin ilk romanı olan Uçurtma Avcısı büyük ses getirdi .  Kendisine büyük ün kazandıran Uçurtma Avcısı kitabından sonra doktorluk görevini bırakan yazar kendini yazmaya adadı.   Bu kitabında ana vatanında Amerika’ya göç etmelerinin esintileri yer almaktadır. Khaled Hosseini Uçurtma Avcısı kitabı, tüm dünyada çok satanlar listelerinde uzun süre yerini korumuş başarılı roman Hollywood’un dikkatini çekmiştir. Yönetmen Marc Forsters tarafından sinemaya uyarlanmış ve Oscar’a aday gösterilmiştir.   İlk kitabından sonra Ve Dağlar Yankılandı, Bin Muhteşem Güneş kitaplarını yayınlamıştır. Bin Muhteşem Güneş kitabı New York Times’ın çok satanlar listesinde on beş hafta boyunca kalmıştır. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş kitapları Amerika’da 10 milyondan fazla, dünya çapında ise 38 milyon satmıştır.

İFADESİZ

  Birden sanki içimde kocaman bir boşluk hissettim. Aynı zamanda kafamın içini de bir o kadar boş hissettim. Oturduğum yerden kalktım ve etrafa bakındım. Evde sanki yaşayan bir ölü gibi dolanmaya başladım. O kadar boş gözlerle etrafı inceliyordum ki... Etrafta sanki canlı bir varlığa ait iz yoktu. Seslenmeye bile tenezzül etmeden kapıya doğru yürüdüm. Kapı kolunu tuttuğum anda elime yemyeşil yapış yapış bir sıvı bulaştı. Hiç bir tepki vermedim. Sanki tüm duygularımdan arınmıştım. Ve kapıyı açtım. Beklediğimin aksine normal görünen bir cadde ile karşılaştım. Ama yine bomboştu. Evin bahçesinde bir kadın ile adam vardı. Bir masada oturmuş kahkahalarla konuşuyorlardı. Yani gördüğüm kadarıyla öyleydi. Fakat sesleri gelmiyordu. Yaklaştıkça her adım attığımda sanki yüzlerindeki ifade değişiyordu. Ama şöyle bir bakınca heykel gibiydiler. Yüz ifadeleri belki de benim bilinçaltımın uydurduğu bir şeydi. Hızlıca tekrar geri gittim. Evet, gülümsüyorlardı! Ve hızlıca onlara doğru yürüdüm. Yakla...